5 Mayıs 2016 Perşembe

Bir kaç güzel şiir

8.10 Vapuru

Sesinde ne var biliyor musun 
Bir bahçenin ortası var 
Mavi ipek kış çiçeği 
Sigara içmek için 
Üst kata çıkıyorsun 

Sesinde ne var biliyor musun 
Uykusuz Türkçe var 
İşinden memnun değilsin 
Bu kenti sevmiyorsun 
Bir adam gazetesini katlar 

Sesinde ne var biliyor musun 
Eski öpüşler var 
Banyonun buzlu camı 
Birkaç gün görünmedin 
Okul şarkıları var 

Sesinde ne var biliyor musun 
Ev dağınıklığı var 
İki de bir elini başına götürüp 
Rüzgarda dağılan yalnızlığını 
Düzeltiyorsun 

Sesinde ne var biliyor musun 
Söylemediğin sözcükler var 
Küçücük şeyler belki 
Ama günün bu saatinde 
Anıt gibi dururlar 

Sesinde ne var biliyor musun 
Söyleyemediğin sözcükler var

Cemal Süreya

Üvercinka

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden 
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye 
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız 
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun 
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez 
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor 
Bütün kara parçalarında 
Afrika dahil 

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma 
Yatakta yatmayı bildiğin kadar 
Sayın Tanrıya kalsa seninle yatmak günah daha neler 
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının 
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde 
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor 
Bütün kara parçaları için 
Afrika dahil 

Senin bir havan var beni asıl saran o 
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak 
Sabahları acıktığı için haklı 
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel 
Bir çok çiçek adları gibi güzel 
En tanınmış kırmızılarla açan 
Bütün kara parçalarında 
Afrika dahil 

Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü 
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez 
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek 
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar 
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar 
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar 
Bütün kara parçalarında 
Afrika dahil 

Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası 
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki 
Padişah gibi cesaretti o alımlı değme kadında yok 
Aklıma kadeh tutuşların geliyor 
Çiçek Pasajı'nda akşam üstleri 
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor 
Bütün kara parçalarında 
Afrika hariç değil

Yazılma Tarihi1956
Cemal Süreya

Yazmam Daha Aşk Şiiri

Oydu bir bakışta tanıdım onu 
Kuşlar bakımından uçarı 
Çocuk tutumuyla beklenmedik 
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma 
Nerden uzatmışsa tenha boynunu 

Dünyanın en güzel kadını oydu 
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli 
Otursa ama hiç oturmaz ki 
Kan kadını rüzgardı atların 
Hep andım ne yaşanır olduğunu 

En çok neresi mi ağzıydı elbet 
Bütün duyarlıklara ayarlı 
Öpüşlerin türlüsünden elhamra 
Sınırsız denizinde çarşafların 
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı 

Ah şimdi benim gözlerim 
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor 
Bir kadın gömleği üstümde 
Günün maviliği ondan 
Gecenin horozu ondan

Yazılma Tarihi1957
Cemal Süreya

Merhaba

Merhaba,
Ben Maltepe Üiversitesi Üstün zekalılar Öğretmenliği bölümü öğrencisiyim. Bu blogu açma sebebim çok sevdiğim bu sanatçı hakkında sizinle bişeyler paylaşmak. Umarım okurken keyif alırsınız. Blogumu ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim.

Cemal Süreyya'nın Hayatı

1931'de Erzincan'de doğdu. Zazaasıllıdır. Babasının ismi Hüseyin, annesinin ismi ise Gülbeyaz'dır. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan şehrinde geçirdi. 1938'de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik'e sürgün edildi. İlkokula İstanbul Beyoğlu'nda başlayan Süreya üçüncü sınıfta Bilecik'te eğitim hayatına devam eder.[6] Daha sonra babasına haber vermeden parasız yatılı sınavına girer ve Haydarpaşa Lisesi'ni kazanarak oradan mezun olur.[7] Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi maliye ve iktisat bölümü'nü bitirdi. Maliye Bakanlığı'nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı'nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yaptı.
Ağustos 1960'tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar PostasıYeditepeOluşumTürkiye YazılarıPolitikaYeni UlusAydınlıkSaçak,Yazko Somut2000'e Doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya'nın ilk şiiri "Şarkısı Beyaz" Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü düzenlendi. 1997'de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı.
Cemal Süreya 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatıyordu:
Bizi kamyona doldurdular,
Tüfekli iki erin nezaretinde,
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
Tarih öncesi köpekler havlıyordu."
Ülkü Tamer onun için şu dizeleri yazmıştır:
Tanrı
Bin birinci gece şairi yarattı,
Bin ikinci gece cemal'i,
Bin üçüncü gece şiir okudu tanrı,
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı.

Süreyya olan soyadını değiştirmesi

Süreya'nın üvey kızı Gonca Uslu'nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girmiş, kaybederse soyadındaki "y" harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş "Süreya" soyadı ilk kez 1956 yılında yayımlanan "Elma" şiirinde görüldü

Cemal SÜREYYA'ya dair muhakkak bilmeniz gerekenler

Türk şiirinin aykırı abisi, İkinci Yeni şiirinin ele avuca sığmaz şairi Cemal Süreya'ya dair 30 ilginç bilginin yer aldığı bu galeriyle şaşkınlığın son sınırına erişeceksiniz. Türk şiirine farklı bir yol çizen Cemal Süreya'nın şiiri gibi kendisi de pek uçarı, pek farklı...

Kaynak: Meçhul Fanzin

1. Gülbeyaz Seber

Gülbeyaz Seber
Şairlik duygusunun en temel aktörü annesi Gülbeyaz Seber olan şair, şiire ilk adım atışını annesinin anlattığı Kerem ile Aslı hikayesine bağlar.

2. Kar tanesi

Kar tanesi
Gülbeyaz, beyaz tenli kadın, Cemalettin’in “kar tanesi”. Cemalettin henüz çok küçükken kaybeder annesini ve çocuk kalbi artık sessiz kalmıştır: “Küçük kalbimdeki kuş ölmüştü.”

3. Okul dergisi çıkarması

Okul dergisi çıkarması
İlkokulda bir dergi çıkarmaya karar verdi. Ancak baskı makinelerinin azlığı, var olanların kalitesizliği buna mani oluyordu. Ama yine de yılmadı Cemalettin, sıkı dostu Altan Günalp ile birlikte elle yazılarını yazdığı, resimlerini çizdiği okul dergisini çıkardı. Derginin en sıkı takipçileri ona hayran olan okuldaki kız arkadaşlarıydı.

4. Sayılarla sorununun olması

Sayılarla sorununun olması
Çok iyi şairdi, kompozisyonu bundan aşağı kalır değildi ama yine de sayılarla sorunları oldu. Saatin kaç olduğunu anlamayı 5. Sınıfta öğrendi. Sonrasında eşi ona sigorta tamir etmeyi de öğretti. En kötü dersi resim olan Cemalettin, birkaç kişi hariç tüm sınıfın kompozisyon ödevini yapardı.

5. Fenerbahçeli olması

Fenerbahçeli olması
Edebi kişiliğinin yanında bir de sporcu yanı vardı Cemalettin’in. Futbola bayılırdı. En sevdiği futbolcu Lefter’di. Fenerbahçe taraftarı olan Cemalettin, Metin Oktay’a da büyük saygı duyardı.

6. 100 metre koşusunu kazanması

100 metre koşusunu kazanması
Ortaokulda 100 metre koşusuna katıldı. Yarışmada birinci gelen Cemalettin’e kalem hediye edildi. Böylelikle ilk dolma kalemine sahip olmuştu.

7. Üvey annesi tarafından zehirlenmeye çalışılması

Üvey annesi tarafından zehirlenmeye çalışılması
Küçük kalbimdeki kuş ölen Cemalettin, Esma adlı bir üvey anneye mahkûm olmuştu. Kız kardeşlerine ve ona sürekli dayak atan Esma
bir keresinde onu zehirlemeye kalkıştı. Yemeğine cam kırıkları karıştırdığı da bir çok kişi tarafından biliniyordu.

8. Tarifsiz bir okur olması

Tarifsiz bir okur olması
Tarifsiz bir okurdu, ilkokul 3’te Suç ve Ceza’yı defalarca okudu. Karamazov Kardeşler’i ise tam 5 kez okumuştu.

9. Cemal Süreya Seber

Cemal Süreya Seber
Şair henüz çocukken bir şey keşfetmişti, tüm büyük yazarlar üç ada sahipti. O da karar verdi ve ilk adını Cemal olarak kısaltacak, yanına da Süreyya’yı ekleyecekti. Daha sonra “y”lerden biri bir iddia sonucu kaybedilse de o Cemal Süreya Seber olacaktı. Bu iddia bir telefon numarasının unutulup unutulmaması üzerineydi.

10. Yazı yazarken gürültü araması

Yazı yazarken gürültü araması
Mülkiye kantininde yazmaya başladığı eserleri onda ilginç bir alışkanlık doğuracaktı. Artık yazı yazarken hep gürültü arayacaktı. Sırf bu yüzden evde yazı yazarken televizyon ve radyonun sesini açmaya başladı.

11. Dersim olaylarına çocukken şahit olması

Dersim olaylarına çocukken şahit olması
Kürt’tü, Dersim olayları sırasında ufacık bir çocuktu. Orada tarifsiz acılara şahit oldu.

12. Mektup yazmayı çok sevmesi

Mektup yazmayı çok sevmesi
Mektup yazmaya bayılırdı, hatta o kadar ki kadınların ağzından kendi kendine mektup yazar ve postalardı.

13. Sevdiği kadınları beğenmeyen arkadaşlarına küsmesi

Sevdiği kadınları beğenmeyen arkadaşlarına küsmesi
Çok kadın sevdi, bu kadınları da herkesin sevmesini isterdi. Dostları sevdiği kadını beğenmeliydi. Bu yüzden sevdiği kadını beğenmeyen arkadaşlarına küserdi.

14. Kızının nikahına katılamaması

Kızının nikahına katılamaması
Kızı Ayçe ile sağlıklı bir ilişkisi yoktu. O kadar ki kızının nikâhına katılamadı, çünkü ona haber verilmemişti.

15. Kars şiiri

Kars şiiri
Paris’teyken hiç görmediği Kars hakkında “Kars” adlı şiirini yazdı ve Kars’ı anlattı. Paris’te büyük bir evhama kapılmıştır. Turgut Uyar ve Edip Cansever’in onu Türkiye’de unutturmaya çalıştığı düşünmektedir.

16. Tomris ile gittiği hiçbir mekana bir daha gitmemesi

Tomris ile gittiği hiçbir mekana bir daha gitmemesi
Tomris büyük bir aşktı onun için. Bu aşkın öfkesi de büyüktü, bir tartışma sonrası çok sinirlendi ve birbirlerine yolladıkları tüm mektupları yırttı. Ve bu mektuplardaki aşkgünümüze ulaşamadı. Tomris’le ilişkisini bitirdikten sonra onunla gittiği hiçbir mekâna adımını atmadı.

17. Antika olmayan halıyı antikaymışcasına alması

Antika olmayan halıyı antikaymışcasına alması
Papirüs dergisini çıkarmaya karar verdi, paraya sıkışmıştı. Bir gün yazıhanesine gelen Edip Cansever Tomris’in getirdiği bir halıyı gördü. Antikacılıkla uğraşan Edip aslında bir değeri olmayan o halıyı antikaymışçasına satın aldı. Böylelikle Papirüs’e en zarif şekilde katkı sağlıyordu.

18. Süreyya Kapınak'ın soyadının değişmesi

Süreyya Kapınak'ın soyadının değişmesi
Süreyya Kapınak soyadını değiştirmeye karar vermişti, yemekli bir mecliste bu fikrini yazar ve şair arkadaşlarına açtı. Ancak çeşitli önerilerde bulunan arkadaşlarının önerilerini beğenmemişti. Aynı mecliste bulunan Cemal Süreya öne çıktı ve soyadını “Berfe” yapmasını söyledi. Bu kelimenin anlamına soran Süreyya, Cemal’den kelimenin Kürtçede “kar” anlamına geldiğini öğrendi. Cemal bu kelimeyi Ahmed Arif’ten duymuştu. Bir konuşmaları sırasında Ahmed Arif’e “Bir kızın olursa adını ne koyardın?” sorusunu sormuş ve “Berfe” karşılığını almıştı. Bu kelimeyi ve anlamını çok beğenen Süreyya Kapınak, soyadını değiştirdi. O artık Süreyya Berfe’ydi.

19. Futbol tutkunu olması

Futbol tutkunu olması
Büyük bir futbol tutkunu olan Cemal sanatçı dostlarıyla sık sık futbol oynardı. Takımlar belliydi “Edebiyatçılar Takımı” ve “Tiyatrocular Takımı”. Bu maçların gol kralı da hiç değişmezdi. Orhan Kemal neredeyse her maç en fazla golü atan kişi olurdu.

20. Kız çocuğu hayranı olması

Kız çocuğu hayranı olması
Kız çocuklarına hayran olan Cemal Süreya iki kız çocuğunun olmasını isterdi. Birine “Kelime” ötekine “Elif” adını verecekti. Olmadı…

21. Kendine farklı doğum günleri belirlemesi

Kendine farklı doğum günleri belirlemesi
Cemal Süreya’nın mutlak doğum tarihi belirsizdi. Bu yüzden kendine her seferinde farklı bir doğum günü belirlerdi. Bu doğum günlerinden biri de 10 Ağustos’tu, yani sonradan eşi olacak Güngör Demiray’la tanıştıkları tarih.

22. Berbere hiç gitmemesi

Berbere hiç gitmemesi
Cemal Süreya çok yoğun çalıştığı, sık sık teftiş yaptığı bir dönemde hiç berbere gidememiş ve saçı-sakalı çok fazla uzamıştır. İş yoğunluğu azalıp berbere giden Cemal Süreya’ya berberi “Abi seferden mi geliyorsun?” der. Bu sözlere çok sinirlenen Cemal Süreya, hışımla berber koltuğundan kalkar ve bir daha hiç berbere gitmez. Saçlarını bundan sonra sadece evlendiği kadınlar kesecektir.

23. 29 farklı evde oturması

29 farklı evde oturması
Hayatının ilk yılları sürgünün acılarıyla geçen Cemal Süreya sonraki hayatında da sürgün gibidir. Sürekli ev değiştirmek zorunda kalan Cemal, tam 29 farklı eve taşınmıştır. Bu evlerin sonuncusu Kadıköy’de “Cemal Süreya Sokağı”nda bulunmaktadır.

24. Kahvehane oyunlarına uzak olması

Kahvehane oyunlarına uzak olması
Şiirde pek mahir olan Cemal kahvehane oyunlarına aynı derecede uzaktır. Şair arkadaşları onunla hiç poker oynayamamıştır.

25. Sigara tutkunu olması

Sigara tutkunu olması
Şair içkiden ziyade tam bir sigara tutkunudur. Bir gün onu çorba içerken görenler büyük bir şaşkınlık yaşar. Çünkü Cemal bir kaşık çorba içtikten sonra sigarasından bir nefes çeker. Bir kaşık çorba bir nefes sigara, bir kaşık çorba bir nefes sigara…

26. Oğluna amcasının adını vermesi

Oğluna amcasının adını vermesi
Cemalettin en çok amcasını severdi, babasından bile çok. Amcası öldüğünde cüzdanından iki kişinin fotoğrafı çıkmıştı, biri Cemalettin’e aitti. Cemalettin bu sevgiyi karşılıksız bırakmadı oğluna amcasının adı olan “Memo” ismini verdi.

27. Özgüvensiz alışveriş

Özgüvensiz alışveriş
Kadınlara çekinmeden evlenme teklif edebilecek kadar özgüven sahibi olan Cemal’in, alışveriş sırasında bu özgüveni kaybolmaktadır. Beğendiği bir şeyin fiyatını sormaktan çekinir, çünkü fiyatını sorduğu andan itibaren o şeyi alma mecburiyeti hisseder. Bir diğer ilginç özelliği ise bir meyveyi veya sebzeyi yarım kilo alamamasıdır, çünkü bir şeyden yarım kilo alırsa satıcının kızacağını düşünür.

28. İlk eşinin kitaplarını yırtması

İlk eşinin kitaplarını yırtması
İlk eşi Seniha ile sık sık kavga ederlerdi, bu kavgaların birinde çok fazla sinirlenen Seniha Cemal Süreya’nın bir çoğu yazar arkadaşları tarafından hediye edilen imzalı kitapların çoğunu yırttı.

29. Eski eşinin nikah şahitliği

Eski eşinin nikah şahitliği
Zuhal’le ayrılmışlardır, Cemal başka evlilikler-aşklar yaşamıştır. Bir gün Zuhal’le görüşen Cemal, Zuhal’in biriyle evlenmek istediğini öğrenir. Zuhal kızıp kızmadığını sorar, ama alacağı yanıt bambaşkadır. Çünkü Cemal, Zuhal’in nikâh şahidi olmayı istemektedir. Zuhal şaşkınlıkla bu teklifi kabul eder, ancak bu asla gerçekleşemeyecektir. Çünkü Zuhal’in evlenmek istediği kişi kısa süre sonra hayatını kaybeder.

30. Fütursuz evlat Memo

Fütursuz evlat Memo
Oğlu Memo çok fütursuzdu, babasıyla sürekli kavga eden Memo babasının en değerli kitaplarını çalıp sahaflara satardı. Cemal Süreya’nın son yıllarını çekilmez hale getiren Memo bir tartışmaları sırasında babasını ağır şekilde darp etti. Hastaneye kaldırılan Cemal Süreya hastalık ve üzüntü sonucu birkaç gün sonra hayata veda etti.

31. Sürreallik

Sürreallik
Türk şiirine damgasını vuran şairin hayatı da şiiri gibi “sürreal”di. Sevdi, aşık oldu, hasret çekti, acılara katlanmaya çalıştı, çoğu kez ağladı, kıskandı ve eşsiz şiiri bunlarla doğdu. Hepsi ama hepsi bambaşkaydı…